Powered By Blogger

22 Mayıs 2015 Cuma

64) HACİVAT KARAGÖZ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ (2006)

Yönetmen: Ezel Akay,
Senaryo: Levent Kazak, Ezel Akay,
Görüntü Yönetmeni: Hayk Kirakosyan,
Yapım: İFR A.Ş./ Bahadır Atay, Serkan Çakarer


Kostüm: Naz Erayda, Aksesuar: Eren Akay, Set Dekorasyonu; Hakan Yarkın,


Oyuncular: Haluk Bilginer (Karagöz, Beyazıt Öztürk (Hacivat), Şebnem Dönmez (Ayşe Hatun), Güven Kı-raç (Pervane), Levent Kazak (Dimitri), Ayşe Tolga (Nilüfer Hatun), Ayşen Guruda (Ana), Altay Özbek (Çoban), Hasan Ali Mete (Küşteri), Serdar Gökhan (Köse Mihal), Ragıp Savaş (Orhan Gazi), Selin Türkoğlu (Bacy Yris)


Konu: Filmde olaylar 14. yy’da Bursa’da geçer. Anadolu’daki bütün devlet ve beylikler Moğol saldırılarından yılmış, halk akın akın Moğollardan kaçıp Bursa’ya yerleşmektedir. Anadolu’da bulunan devletler ve beylikler Moğol akınları karşısında darmadağın olduğundan Bursa aynı zamanda çeşitli devlet ve beyliklerden gelen yönetici sınıfın da sığınma yeridir. Osmanlı Devleti’nin temellerinin atıldığı bir dönemdir.


Karagöz, Moğol vergi memurlarından kaçıp annesi ile Bursa’ya yerleşmiştir. Cahil ancak çok zeki, özellikle de kızdığında söz ve hareketleri ile etrafındakileri gülmekten yerlere yatıran bir Türkmen göçeridir. Bursa’da kendisine iş ararken annesi taşın sırrını (çimento) ona öğreteceğini söyler. Bu sır Karagöz’ün yeni geldiği şehirde iş bulmasına yardımcı olacaktır.
Hacivat ise devletler arasında haber götürüp getiren bir postacıdır. Zeki, lafazan, sefahat ve eğlenceye düşkün bir fırsatçıdır. Düştüğü zor durumlardan konuşması sayesinde kurtulur. O da konuşma becerisiyle Moğol’dan kellesini kurtarmış ve Bursa’ya gelmiştir. Karagöz’ün hasta ineğini satın alır ve böylece tanışırlar. Karagöz’deki doğal yeteneği görür ve fırsatçılığını kullanarak bundan şan, şöhret ve para için yarar-lanmak ister.


Kendisi sürekli savaşta olan ve za-man zaman şehre gelen Orhan Gazi, Bursa şehrine kendi ismi ile anılacak bir cami yaptırmak istemektedir. “taşın sırrını” bildiklerini söyleyince Karagöz ve Hacivat birlikte bu cami inşaatında çalışmaya başlarlar. Karagöz ve Hacivat bir araya geldiğinde konuşmalarına, atışmalarına herkes çok gülmekte, etraf-larındaki insanlar onlar sayesinde çok eğlenmektedir. Bu yetenekleri onların şehirde tanınmalarını ve birden ünlü olmalarını sağlar.Şehrin ileri gelenlerinin düzenlediği davetlere muhavere için “komedyen” olarak çağrılmaya başlar-lar. Bu davetlerde şehrin ileri gelenleri, din adamları ve devlet adamları da dahil olmak üzere herkes hakkında o kadar atıp tutar, herkesi öyle alaya alır-lar, günahlarını yüzlerine vururlar ki, insanlar tarafından sevilmeyen ve isten-meyen kişiler haline gelmeye başlarlar.
Cami inşaatının bir türlü bitmek bil-memesine bir de Karagöz ve Hacivat’ın herkesle dalga geçmeleri, herkese laf dokundurmaları eklenince kurulmakta olan devlette yer kapmaya çalışan eski Selçuklu veziri


 Ne şaşırtıcı, ne tuhaf, ne sürprizli bir film...Adından veya “Neredesin Firuze?”nin şen-şakrak anılarından ötürü bol bol gülmek için sinemaya gidenler, pek aradığını bulamayacak. Çünkü bu, kendisini kolay ele vermeyen, çok daha‘ciddi’ ve karmaşık bir film. Ama doğrusu her türlü zahmete değer…
Ezel Akay anlaşılan kafayı 14. yüzyıl Anadolu’suna takmış: o çağda geçen daha iki film düşündüğüne göre...Ama son derece haklı. Büyüleyici bir çağ o...Gerçi bize hep bir ‘fetret devri’ diye tanıtılmıştır: merkezi otorite boşluğundan ve iktidarı paylaşmak isteyen güçlerin çokluğundan dolayı...Ama bir bakış açısıyla felaket oluşturan bir durumun bir başka açıdan ne denli ilginç olduğu yadsınabilir mi?


Böylece, Selçuklu’nun göçüp gittiği, Bizans’ın asıl sınırlarına çekildiği, Osmanlı’nın henüz tam egemenliği altına alamadığı, beyliklerin hala iktidar kavgası yaptığı, Tatar ve Moğol istilalarına açık bir Anadolu’da, fonu oluşturan Mevlevilik hoşgörüsü ve onun ticaret hayatındaki yansıması olan Ahilik düzeni içinde bir hayat biçimi görürüz. Akay’ın özenle altını çizdiği gibi, İslam, hıristiyanlık ve yahudiliğin dışında, Türklerin eski dini Şamanizm de hala son derece etkilidir. Anası hala Şaman usulü hayallerden medet uman ve cinlerle konuşan tüccar Karagöz’le beyliklerarası posta işi yapan kurnaz halk adamı Hacivat, bu kaynayan etnik ve dinsel mozaik önünde tanışır, atışır, kavga eder ve sonunda halkın en büyük eğlencesi olan bir komik ikiliye dönüşürler. Tüm günümüzün showman’lerinin de, Lorel-Hardi gibi komik düetlerin de atası, dünya çapındaki ‘entertainer’lerin de ilk örneklerinden..Ama bu işi hakkıyla yapan herkes gibi, iktidardakilere sataşmaya özellikle meraklıdırlar. Ve de başlarının belaya girmemesi imkansızdır.


Film çok iddialı ve büyük ölçekli. Bu nedenle içine girmek kolay olmuyor. Hele umulan ve beklenen kahkahalarart arda gelmekte gecikince...Ama buna karşılık, bu büyük bir dinamizle anlatılmış filmin sayısız incelikleri var. Öncelikle bize çeşitli dinler, inançlar ve geleneklerin uyum içinde yaşadığı, gül-menin ve neşenin bir erdem sayıldığı, kaçgöçün olmadığı, başı açık, özgür tavırlı hatunların, başta bir tür Tarkan gibi sunulan Orhan Gazi’nin eşi Nilüfer Hatun ve de gözü pek savaşçı Ayşe Hatun olmak üzere, üstelik çok iyi birer savaşçı oldukları bir dünya…


Ezel Akay, bu bize hem yakın, hem de çok uzak alemi ustalıkla resmediyor. Film tam bir görsel şölen, bir çarpıcı görüntüler meşheri. Bilmiyorum, bana yer yer Fellini’yi, özellikle de Roma dönemini anlatan ünlü “Satiricon”u çağrıştırması bu yüzden mi? Akay’ı bizim mini-Fellini’miz saymak belki hiç de yanlış olmaz.


Film, gerçi tam beklenen bir Karagöz-Hacivat biyografisi değil. Ama Akay’ın döneme özlemle bakması kadar, günümüzle kurduğu bağ da ilginç. Bu yalnızca “benim kadım işini bilir!” tarzı yakın geçmişi hatırlatan deyiş ve davranışlarla değil, çok yara almış olsa da o dinler, diller, inançlar mozaiği olgusu-nun Anadolu’da hala süregeldiğini hissettiren bir çağdaş bakışta beliriyor. Ham softalığa ve fanatik dinciliğe teslim olmadan önce bu topraklarda nasıl bir gönül zenginliği yaşandığını adeta özlemle duyuruyor.
Ve Karagöz-Hacivat ikilisi, komikten trajiğe ulaşan tuhaf hikayeleri içinde, bu dönemin birer sembolu haline geliyorlar. Filmin belki en büyük erdemi de bu: bizlerde 1300’lü yılların Anadolu yaşamı ve kültürü üzerine gerçek bir merak uyandırmayı başarması. (Atilla Dorsay)


 Ezel Akay'ın "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema filmine ilişkin bu yazının; Karagöz Hacivat oyunu gibi, bu öndeyiş ile başlamasını bu yazıyı okuyanların doğru bulacağını sanıyo-rum.


Ezel Akay; "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema filmini; seyredin, bilin, öğrenin diye tam Karagöz Hacivat oyunu gibi yapmış. Ezel Akay; "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema filmini, bir Karagöz Hacivat oyunu gibi ilk karesinden son karesine kadar müthiş bir gülmenin içinde, müthiş bir eğlenmenin içinde, müthiş bir keder, hüzün, acı içinde, müthiş bir estetik ve etik yararı içinde, müthiş bir düşündürücülük kapsamında; "Bilin, Öğrenin, Düşünün" niteliğinde ve oluşumunda yapmış. Ezel Akay; "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema filmini, bir Karagöz Hacivat oyunu gibi; müthiş bir "Humourlogy" (mizah bilim) kapsamı içinde; seyredin, bilin, öğrenin, düşünün; ölesiye gülün, müthiş eğlenin oluşumunda yapmış.

2005 yılının başlarında gazetelerde Ezel Akay'ın "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı bir sinema filmi çekeceğini okudum. Bu gazete haberinden ötürü çok heyecanlandım. Çok sevindim. Çok mutlu oldum. Ezel Akay, az sayıda tanıdığım sinemacılardan biridir. Ezel Akay yıllar önce benim evime bir film senaryosu getirip, bu senaryoyu film yapmamı istemişti. Ezel Akay ile bu ne-den ile tanıştık. Ezel Akay' ın bana getirdiği senaryonun başlık adı şuydu: "Abdülaziz ve Ojeni Aşkı" Filmin özet konusu ise şuydu: "Osmanlı-Türk Padişahı ve İslam Halifesi Abdülaziz (1830/1876) ile Fransa İmparatoru Hıristiyan-Katolik 3. Napolyon'un (1808/1873) eşi, Hıristiyan-Katolik Fransa Kraliçesi Eugenie (1826/1920) arasında, önce Paris'te sonra İstanbul'da yaşanan, sıra dışı aşk."


Bu aşk; 1867’de Osmanlı Padişahı ve İslam Halifesi Abdülaziz'in Fransa'yı ziyareti sırasında ruhsal olarak başladı. Çok güzel bir kadın ve etkin bir siyasetçi olan Eugenie ile Abdülaziz yıllarca mektuplaştı. Fransa İmparatoru 3. Napoleon'un 1873'te İngiltere'de sürgünde ölümünden sonra bu aşk, İstanbul'da oluşan ruhsal ve cinsel bir aşk niteliğine dönüştü. Ben bu sinema filmini yapmak istemedim. Büyük hata ettim. Büyük suç işledim. Halbuki bu film, Türk Sineması, Türk Tarihi, Türk-Fransız ilişkileri, Dünya Tarihi, Dünya Sineması, Türkler-Avrupalılar için çok önemli bir film olurdu. Ezel Akay benden kat kat akıllı ve ileri görüşlüymüş.


Bu tanışmadan sonra, Ezel Akay ile hoca-öğrenci, baba-oğul, dost-arkadaş olduk. Ezel Akay ile, Türk Tarihi, Türk Kültürü, Türk Sinema Tarihi ve Sana-tı, Dünya Sinema Tarihi ve Sanatı, Kara-göz-Hacivat oyununun; oluşumu sanat-sal yapısı-sinemasal yapısı, Türk Sinema Arkeolojisi içindeki yeri hakkında bir çok konuşma yaptık.


Ben yazmasını sürdürdüğüm Türk Sinema Tarihi kapsamında bulunan; Karagöz-Hacivat'ın tarihsel kişiliklerine ilişkin kimi bilimsel bilgileri, bilimsel düşünceleri, Karagöz Oyunu'nun oluşmasına ilişkin kimi bilimsel bilgileri, bilimsel düşünceleri, Karagöz- Hacivat' ın öldürülmesine ilişkin kimi bilgilerin az bir bölümünü, Ezel Akay'a açıkladım. Ezel Akay ile çeşitli tarihlerde yaptığımız konuşmaların özeti aşağı-yukarı böyledir. 1895 yılından bu yana oluşan Türk Sineması'nın; Trajedi-Dram kökünün, kaynağının; Dede Korkut Masalları, Türk Masalları, Dram- Komedi- Trajedi- Komik Kökü'nün, kaynağının; Türk Karagöz-Hacivat oyunu olduğu, bilimsel bilgi, bilimsel düşünce, yöntembilimsel dü-şünce kapsamında kanıtlanmış ve ta-nıtlanmış olduğu; bilimsel bilgim ve bilimsel düşüncemdir. Kökü, kaynağı, ön oluşması, ilk örnekleri (prototip) 1.0.1766 tarihinden bu yana Orta Asya Türk Şaman düşüncesi içinde var olan, oluşmasını-gelişmesini 13. ve 14. yüzyıl-da Anadolu'da var olan Türk-İslam Tasavvuf düşüncesi içinde tamamla-yan; Türk Karagöz-Hacivat oyunu, Türk Sineması'nın iki kök-temel kaynağından biridir.

Ezel Akay'ın "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı bir sinema filmi yapaca-ğını gazetelerde okuduktan sonra Ezel Akay'a telefon ettim. Hacivat-Karagöz Neden Öldürüldü adlı filmde Beyazıt Öztürk ve Haluk Bilginer Önce Ezel Akay'ı bu düşüncesinden ötürü kutla-dım.

Sonra, Ezel Akay'a 25 Ağustos 1996 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'nde ya-yınlamış olan, başlığı "Çağdaş Karagöz ve Çağdışı televizyon" olan; Çağdışı Karagöz oyununun ve çağdaş televiz-yon yayınlarının; etik, estetik, tarihsel, siyasal, toplumsal, bilimsel, düşünsel, sanatsal, hukuksal kıyaslamasını yapan yazımı e-mail ile gönderdim. 25 Ağustos 1996 tarihli yazımdaki; bilgilerimin, dü-şüncelerimin şimdi yazdığım bu yazımın içinde olmaması büyük bir eksikliktir. Ama ne yapalım her şey bir arada olmuyor ki. Sonra; Ezel Akay' a şöyle dedim: Ben, Karagöz- Hacivat oyunu veya Karagöz- Hacivat olgusu hakkında, Karagöz- Hacivat gerçeği ve efsanesi hakkında Türkiye'de yayınlanmış telif ve çeviri tüm kitapları ve makaleleri okudum. Ben, dünyada İngiliz dilinde yazılmış ve yabancı dillerde yazılıp İngilizceye çevrilmiş Karagöz-Hacivat oyunu veya Karagöz-Hacivat olgusu hakkında tüm kitapları okudum. Karagöz-Hacivat oyununun; siyasal, ekonomik, toplumsal, kültürel, tarihsel, düşünsel, hukuksal, yönetimsel (idari), dinsel bir ortam için-de oluşmasına-gelişmesine ilişkin, Karagöz-Hacivat'ın gerçek ve efsane olan insan ve oyun kişiliklerine ilişkin, Karagöz- Hacivat'ın öldürülmesine ilişkin çok uzun süreler düşündüm. Karagöz- Hacivat' a ilişkin bilgilerimin, düşüncelerimin çok az bir bölümünü sana anlattım. Ezel Akay, evladım, eğer sen istersen; Karagöz Hacivat oyununun oluşmasına, gelişme-sine, Karagöz- Hacivat' ın gerçek ve efsane kişiliklerine, Karagöz-Hacivat'ın öldürülmelerinin gerçek nedenine ilişkin .tüm bilgilerimi, düşüncelerimi, yaratılarımı sana profesyonel bir alışveriş düzeni içinde, "para" karşılığında açıklayabilirim.


Yani açıkçası Karagöz-Hacivat se-naryosu üstünde, Ezel Akay ile birlikte düşünmek için, Ezel Akay'dan ücret, para istedim. Bu teklifime karşılık Ezel Akay, Karagöz- Hacivat olgusuna ilişkin benim bilgilerime, düşüncelerime, yaratılarıma gereksinimi olmadığını bana söyledi. Ve Levent Kazak'la bir senaryo çalışması yaptıklarını sözlerine ekledi. Yani Ezel Akay teklifimi reddetti. Aradan aylar geçti. Ezel Akay "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema-filmini gerçekleştirdi. Ezel Akay'ın şiddetli ısrarla-rı sonucu filmi özel bir gösterimde seyret-tim. Çok az davetlinin bulunduğu gösterimde Yavuz Turgul ile yan yana oturduk. Film başladığı zaman, gözlüklerimi tak-mayı unuttuğum için, yan koltuğa koyduğum paltomun cebinden gözlüğümü allak çabası içindeyken, Yavuz Turgul bana seslendi ve şöyle dedi: Metin ağa-bey perdeye bakın; Ezel Akay filmini size adamış. Perdeye baktım. Ezel Akay, "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema filmini bana adamıştı. Fakat benim adıma yazılı "adama yazıtı" ve Metin Erksan adı, şimşek gibi beliren ve kaybolan bir montajgulama ve el çabukluğu marifeti içinde, adına seyircilerden hiç kimse bu filmin bana adandığını göremedi. Filmini bana izlettirdikten sonra Ezel Akay bana şöyle dedi: Metin Bey; sizden bu film hakkında bir yazı yazmanızı rica ediyorum. Ben Ezel Akay istese de, istemese de Ezel Akay'ın "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema filmine ilişkin bir yazı yazacaktım. Evet, ben şimdi o yazıyı yazıyorum.


TÜRK SİNEMASI'NDA HACİVAT-KARAGÖZ GİRİŞİMLERİ
Türk Sinema Tarihi kapsamında Karagöz-Hacivat olgusuna ve Karagöz oyununa ilişkin birkaç girişim olmuştur. 1933'te tiyatro-sinema oyuncusu büyük sanatçı Hazım Körmükçü, İpek Film için "Yeni Karagöz" adlı bir film gerçekleştirmiştir. .
Türkiye'de, bir film arşivi olmadığı için, Türkiye'de; bilimsel bilgiler, bilimsel düşünceler ile yazılmış bir "Türk Sinema Tarihi" olmadığı için, Türkiye'de yazılmış olan "Türk Sinema Tarihleri" öznel bilgiler, öznel düşünceler kapsamında yazıl-mış tarihler olduğu için; bu filme ilişkin bilgiler, belgeler, bulgular şimdilik elimizde yoktur. Yazmakta olduğum, fakat biteceğini sanmadığım "Türk Sinema Tarihi" içinde var olan, "Yeni Karagöz" adlı filme ilişkin bilimsel bilgilerimi, bilimsel düşüncelerimi ve kuramsal düşüncelerimi bu yazının kapsamı içinde yazmadım.


1952'de Atlas Film, senaryosunu şeyhül muharririn Burhan Felek' e yazdırdığı, rejisörlüğünü Şadan Kamil'in yaptığı, adları "Edi ile Büdü" ve "Edi ile Büdü Tiyatrocu" olan iki sinema filmi ,yapmıştır. Usta bir Karagöz oynatıcısı olduğu için takma adı "Karagözcü Burhan" olan sayın Burhan Felek'in senaryolarını yazdığı bu filmlerde, çağdaş canlı Karagöz'ü Vasfi Rıza Zobu, çağdaş canlı Hacivat'ı Münir Özkul oynamıştır. Bu sinema filmleri en eski Türk temaşa (seyirlik) sanatı olan Karagöz Hacivat olgusunun, oyununun çağdaş örnekleri değildir. Bu sinema filmleri Karagöz-Hacivat olgusundan, oyunundan hiç kaynaklanmadan, hiç etkilenmeden Amerikan sinemasına ilişkin Lorel- Hardy filmleri taklit edilerek yapılmıştır.


Halbuki bu iki sinema filmi, çağdaş, canlı Karagöz-Hacivat oyunu'nun sinema filmi olarak düşünülmüştü. Bir Türk özdeyiş i olan, "Maksat bir ama rivayet muhtelif" örneğindeki gibi, rivayetler maksada ulaşmayı önlemiştir.
Bu iki filmin senaryosunun Hacivat-Karagöz Neden Öldürüldü adlı filmde Şebnem Dönmez ve Ayşe ToIga bir Karagöz oynatıcısı olan, gazeteci ve yazar Burhan Felek tarafından yazılması ise ayrı bir önem taşır. Çünkü bu ikisinema filmi, önce Türk Sineması'nın, sonra batı ve doğu düşüncesi kapsamında ve doğrultusunda düşünen, fakat Türk düşüncesi kapsamında asla düşünmeyen Türk entelijansiyasının, 1952'lerde Karagöz Hacivat olgusunu veya Karagöz-Hacivat oyununu "Türk Sineması"nın kök kaynaklarından biri olduğunu hiç bilmediğinin ve hiç algılamadığının açık bir göstergesidir.


Yazmayı sürdürdüğüm Türk Sinema Tarihi kapsamında; bu iki filme ilişkin, tarihsel ve çağdaş Karagöz-Hacivat olgusu üstünde düşüncelerimi yazdım. 1992'de Yavuz Turgul, yaptığı "Gölge Oyunu" adlı sinema filminde, Karagöz-Hacivat oyunu olgusunu bir kez daha sinemaya getirmiştir.


"Gölge Oyunu" Türk Sineması'nda, Karagöz Hacivat oyunu olgusu üstünde ciddi olarak düşünen, çok öncül bir "mukaderne" (öndeyiş) olan, çok önemli bir sinema filmidir. Bu sinema filmine ilişkin düşüncelerim, yazmakta olduğum "Türk Sinema Tarihi" kapsamında vardır Fakat; Atlas Film, Burhan Felek, Şadan Kamil üçlüsünün 1952'de gerçekleştirdiği bu iki komedi filmi, çok önemli iki sinema filmi ve çok önemli iki atılımdır. Ve nihayet Ezel Akay 2005'te, "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema filmini yaparak ve bu filmi 2006'da gösterime sunarak, Türk Sineması'nda bir "Milat" gerçekleştirmiştir.


Çok yaşa Ezel Akay. Överim seni Ezel Akay. Türk Sinema Tarihi içinde bir ilk' e değil, bir dönem ve düşünce başlangıcına imzanı attın. Türk Sineması kapsamında, "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema filmini yapmanın onur ve şerefi, önce Ezel Akay'a, sonra başta Levent Kazak olmak üzere, Ezel Akay'ın yönetiminde bu sinema filminin gerçekleşmesi için, kamera arkasında ve kamera önünde sanatsal ve teknolojik katkıda bulunan her sanatçıya ve teknikçiye ömrü boyunca yeter.


HACİVAT-KARAGÖZ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ
Ezel Akay, Levent Kazak'ın birlikte yazdıkları sinema filmi hikayesinden, Levent Kazak, Ezel Akay'ın birlikte yazdıkları sinema filmi senaryosundan; Ezel Akay’ın yaptığı muhteşem, görkemli "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı sinema filmi mukaddemesi, öndeyişi 1326'da Eşrefoğlu Beyliği topraklarında başlar. Bu öndeyiş içinde, Karagöz- Hacivat söylentisini, efsanesini, bilimsel bilgiler, bilimsel düşünceler, tarih bilim kapsamında oluşturan yaratılar bulunmaktadır. Ezel Akay, "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı eşsiz bilgelikteki ve güzellikteki yaratısının önsözüne, Orta Asya Türk-Şaman düşüncesi içinde oluşan Karagöz-Hacivat olgusunun, oyununun, Orta Asya Türk-Şaman düşüncesi içinde oluştuğunu, müthiş bir yaratıyla vurgulayarak başlar. Önce, Eşrefoğlu toprakları içinde yaşayan ve Moğol-Tatar yağma-larından yılmış Yörük, Türkmen, Şaman Karagöz'ün ve Karagöz'ün Şaman anasının ve bu ikilinin içinde yaşadığı göçerlerin ekonomik, toplumsal, dinsel, ruhsal kimliği tanımlanır. Sonra, Karagöz'ün annesi "Şaman Ana", bilici kimliği ile Şaman cinine oğlu Karagöz'ün gelecekteki akıbetini sorar. Cin, Şaman Ana'ya, oğlu Karagöz'ün kendisi gibi göbek deliği olmayan bir Ademoğlu ile bir araya geldiğinde tam olacağını ve bu ikilinin gelecekte çok ünlü olacaklarını söyler.


Türk-Osmanlı düşüncesinin, Karagöz-Hacivat olgusunu, oyununu var etmesinin kuramsallığını, Ezel Akay müthiş bir yaratıyla görselleştirmiştir. Büyük Türk ressamı Mehmet Siyahkalem'in (14.- 1 S.yy.) Fatih albümündeki minyatürlerinde bulunan "Şaman Cin"leri ile Karagöz var iç içedir
Bilimsel bilgi, bilimsel düşünce, yaratıcılık üçlüsü, müthiş bir sonuca ulaşmıştır. Çar-pıcı bir görsellik içinde, "kalem" ve "kamera" düşündaşlığı gerçekleşmiştir.


Karagöz vc Hacivat'ın Eşrefoğlu Beyliği uyruklan olmaları, Karagöz ve Hacivat'la ilgili söylence, efsanelerde olmayan, tümüyle Ezel Akay-Levent Kazak'ın birlikte oluşturdukları bir yaratıdır. Merkezi Beyşehir olan Eşrefoğlu Beyliği, 9 Ekim 1326'da İlhanlıların Anadolu Valisi Demirtaş'ın saldırısı sonucu yıkılır.


Ezel Akay-Levent Kazak'ın birlikte oluşturdukları, gerçekte yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen karakter "Kadı Pervane", Eşrefoğulları Beyliği'nin yok olmasına neden olmuştur.Anadolu Selçuklu Devleti'nin son vezirlerinden biri olan "Pervane Mu'inüd-Din Süleyman" (ölümü 1277) veziri olduğu Anadolu Selçuklu Devleti'ni Moğol, Tatar, ilhanlı Devleti'ne satmıştır.


Filmde "Kadı Pervane" karakterinin "Pervane" bölümü bu kişiden esinlenmiştir. "Kadı Pervane"nin Kadı'lığı, ilk Bursa Kadısı olan ve Fatih dönemine kadar Osmanlı Devleti içinde güçlü konumlarda olan Çandarlı ailesine mensup, Çandarlılı (Cendereli) Kara Halil'den gelmektedir. Bu öndeyiş, mukaddeme bölümünde, Ezel Akay ve Levent Kazak tarafından Hacivat'ın mesleği ulak, elçi, postacı olarak değiştirilir. Ulak, elçi, postacı olan Hacivat'ın mesleği dolayısıyla bildiği, tanık olduğu; Moğol, Tatar, İlhanlı güdümündeki Orta Anadolu'nun siyasal, toplumsal, yönetimsel, askeri ve ekonomik yapısı; Eşrefoğlu Beri Süleyman Şah'ın zevk düşkünlüğü ve güçsüzlüğünden oluşan savaş karşıtlığı; onu elinde oynatan Kadı Pervane ve adamlarının kişiliği, ihaneti, kötülüğü, çıkarcılığı, hilebazlığı izleyicilere anlatılır.   


Ezel Akay ve Levent Kazak'ın birlikte oluşturdukları senaryo için kapsamlı tarih bilim çalışmaları yaptıklarının göstergesi olan bu öndeyiş, mukaddeme bölümünde, daha nice bilgiler bulunmaktadır. Örneğin Kadı Pervane kişiliğinin esin kaynaklarından biri olan "Perrvane Mu'inüd-Din Süleyman" (ölüm 1277) Mevlana' ın çok yakın arkadaşıdır. Filmde, Ezel Akay'ın Türkçeyi Farsça diyalekt ile konuşarak, son derece özgün ve etkili bir tiyatro-sinema karakteri olarak canlandırdığı Eşrefoğlu Bey'i Süleyman Şah'ın, 1960’ların çiçek çocuklarının söylediği "ceng etme seviş" sloganı, Mevlana'nın savaş karşıtı düşüncelerine gönderme yapmaktadır. Mevlana'nın bu düşüncesinin kaynağı, "Vahşi Haçlı" ve "Barbar Moğol" arasında 220 yıl (1071-1291) yaşama savaşı veren Anadolu halkının, güçlü bir devletin korunağı yönetiminde olmayışıdır.

Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" adlı film, öndeyiş sonrası 1330'da Bursa şehrinde başlar. Roma, Bizans, Ortodoks, Hıristiyan Bursa, Türk-İslam kimliğine dönüşmektedir. Moğol, Tatar yağmasından kaçarak Bursa'ya sığınan toplulukların yığılması ile Bursa, etniksel ve dinsel yapısı karışık bir şehir olmuştur. Bu çok dinli yapı içinde zor kullanmadan İslam dinine geçiş hızla çoğalmaktadır.


Çeşitli dinlerdeki, inançlardaki insanlar Müslümanlığı kabul etmeleri sonucunda ekonomik, siyasal, toplumsal kazançlar elde etmektedirler. Bu toplu durum (konjonktür) içinde Karagöz ve Hacivat Bursa'da karşılaşırlar. Bu karşılaşma; şehirli, açıkgöz, keskin akıllı, tüccar Hacivat'ın köylü, saf, bilge, çoban Karagöz'ün hasta ineğini hileli satın alması ile başlar. Ezop (Aisopos I.O.6.yy) masallarını anımsama, bu tanışmanın arka planıdır. Karagöz- Hacivat arasındaki konuşmalar, dinleyenlerin beğenisini kazanır. Hacivat-Karagöz oyununu söylencesi-efsanesi içinde, Karagöz- Hacivat ile ilgili tiyatro bilim, halkbilim, sanat, tarihi bilim kapsamı içinde yazılan yapıtlarda, Karagöz'ün, Hacivat'ın bağlı oldukları inanç-din ve benimsedikleri tarikat ile ilgili bilgi bulunmamaktadır.


Kişilik yapıları, okullu-alaylı, şehirli-kırsal kökenli, kurmay-çarıklı erkan-ı harp karşıtlıkları kapsamında tanımlanan Karagöz ve Hacivat'ın her ikisinin de Müslüman olmaları olasıdır. "Mevlevi'nin çivisi, Bektaşi'nin çapası" özdeyişi kapsamında Hacivat Mevlevi, Karagöz Bektaşi niteliklerini taşırlar. Ezel Akay, Levent Kazak özgün yaratıları kapsamında Tasavvuf ehli, tarikat mensubu (belki Mevlevi, belki Kalenderi, belki Melami, belki Bektaşi) Müslüman Hacivat ve Şaman Karagöz ikilisini oluşturmuşlardır. Ezel Akay, Levent Kazak'ın Türklük, İslamik ve Türk İslamlığı düşünceleri içinde bilinçli olarak oluşturdukları bu nitelikler filmin bitişinin kuramını oluşturur. Ezel Akay "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" filmini görselleştirirken, binlerce yıllık Türk resminden yararlanır. Mehmet Siyahkalem (14.-15.yy) çizdiği, boyadığı, yarattığı "Şaman Cinleri" ile Osman Hamdi Bey' in (1842- 1910) çizdiği, boyadığı, yarattığı "Kaplumbağa Terbiyecisi"ni bir araya getirmek, Ezel Akay'ın olağanüstü görüntüler yaratmasının kökünde, büyük bir bilimsel bilgi, bilimsel düşünce ve kuramsal düşünce birikiminin olduğunun göstergesidir.
Şehirde hiç ilgi görmeyen, seyredilmeyen RomaBizans Tiyatrosu'nun, Mimus'un sahibi Dimitri'den öğrendiği ticaret bilgileriyle parsa toplamaya başlayan Hacivat ile kalabalığın gösteri için geldiğinin farkında olmayan Karagöz arasındaki konuşmalarda siyasal, toplumsal, ekonomik ve etik eleştirinin şiddeti artarak devam eder. Karagöz- Hacivat, içinde yaşadıkları toplumun siyasal, toplumsal, ekonomik, hukuksal eleştirisini, yergisini yaparlar. Ezel Akay, Levent Kazak ikilisi kimi Türk Tiyatro Tarihi yazarlarınca Karagöz oyununun kök kaynağı olarak belirtilen, Roma, Bizans Mimus'unun, Karagöz-Hacivat oyunu ile karşılaştırmasını bu film içinde gündeme getirir. Ezel Akay, Levent Kazak ikilisi Karagöz-Hacivat oyununun köklerinin Roma-Bizans Tiyatrosu, Mimus içinde olmadığını, Türk-Orta Asya-Şaman düşüncesi ve Türk-Osmanlı- İslam- Tasavvuf düşüncesi içinde olduğunu kanıtlar ve tanıtlar. Türkiye'de ünleri çok yaygın, resmi unvanlı kimi tiyatro bilimciler, Türk Karagöz-Hacivat oyununun, Çin Gölge oyunundan, Hindistan, Cava gölge oyunundan Mısır-Memluk gölge oyunundan doğruca alındığını, bilgi ve düşünce oluşumunda yazmışlardır. Bu tiyatro bilimcilerin yazdıkları bilgiler ve düşünceler, bilimsel bilgiler ve bilimsel düşünceler değildir.


Bu tiyatro bilimciler çok önemli, çok yararlı tiyatro bilim kitapları yazmaları-nın yanı sıra, yaptıkları bu bilimdışı tehlikeli yanlışı bugüne kadar düzeltmemişlerdir.


Gene aynı ünleri yaygın ve resmi unvanlı tiyatro bilimciler, Türk Karagöz-Hacivat oyununun, Roma-Bizans Mimus'undan (tiyatrosundan) doğruca alındığını bilimsel bilgi oluşumunda yazmışlardır. Bu tiyatro bilimciler yaptıkları bu bilimdışı tehlikeli yanlışı da bugüne kadar düzeltmemişlerdir. Bu tiyatro bilimcilerin yaptıkları, yazdıkları bu iki bilimdışı tehlikeli yanlışı, Türkiye'de yalnız ben sanat tarihi bilimi kapsamında eleştirdim ve bu iki bilimdışı tehlikeli yanlışın doğrusunu açıkladım ve yazdım. Bu tiyatro bilimciler Türk Karagöz-Hacivat oyununun köklerinin Orta Asya Türk-Şaman düşüncesi, sanatı ve yaratısı içinde olabileceğini hiçbir zaman düşünmemişlerdir. Bir Türk yaratısına yabancı kaynak aramak, Tanzimat aydınlarının oluşturduğu bir düşünce ve gelenektir.


Büyük kültür tarihçisi Alman "Karl Lamprecht" (1856-1915) "Kültür Tarihi Yöntemi" adlı kitabında (1900) oluşturduğu "Endomos" sözcüğünü, kavramını ve "Endomos" yasasını şöyle açıklar ve tanımlar. "Endomos: Kültürel Hulul" dür. Endomos sözcüğünün ve bu sözcüğün Türkçe karşılığı olan "Kültürel Hulul" deyiminin karşılığını, bugün kullandığımız Türkçenin yapısı içinde oluşturmak olanaksızdır. Veya Endomos: Kültürel Hulul sözcüğünün ve kavramının karşılığını, Türkçenin yapısı içinde ben oluşturamadım. Endomos' a: Kültürel Hulul' e, "Kültürel Etki" dedim olmadı. "Kültürel Veriş" dedim olmadı. "Kültürel Esinlendirme" dedim olmadı. Endomos: Kültürel Hulul; belki "Kültürel Etkileşim" olabilir. Türk Karagöz-Hacivat oyunu kapsamındaki Endomos olgusu bugüne kadar bilimsel bilgi, bilimsel düşünce, yöntem-bilimsel düşünce sınırları içinde araştırılmamıştır.


Türk Tiyatrosu için yararlı, hayırlı bir şeyler yapmak isteyen Türk tiyatro bilimcilerin, önce Endosmos yasaları konusunda çalışmalar yapmaları zorunludur. Endosmos olgusu veya Endosmos yasaları kapsamında çalışmak, çok duyarlı ve tehlikeli bir konudur. Endosmos konusunda çalışacak bilginlerin çok donanımlı olmaları kesin bir koşuldur. Türk Karagöz-Hacivat oyununun içerik ve biçim olarak, özgün Türk niteliğini inkar etmek bilimsel bilgi, bilimsel düşünce kapsamında olanaksızdır. Türk Karagöz-Hacivat oyunu ile Çin, Cava, Hindistan, Mısır-Memluk Gölge Oyunu ve Roma-Bizans Mimus'u arasındaki ilişkiler, ancak Endomos: Kültürel Hulul yasası kapsamında düşünülebilir. 


Endomos:
Kültürel Hulul olgusu, Türk Karagöz- Hacivat oyununun özgün Türk niteliğini hiç bir biçimde lekelemez. Önce Ezel Akay, Levent Kazak sonra Ezel Akay, İ.Ö. 1766'dan beri Orta Asya-Türk Şaman düşüncesi ve sanatı içinde var olan, 14.- 15 .yy.'da Anadolu, Türk, İslam, Tasavvuf düşüncesi ve sanatı içinde oluşan, Türk Karagöz- Hacivat oyununun, özgün Türk yaratısı niteliğini, Türkiye'deki ünlü ve resmi ünvanlı tiyatro bilimcilerin bilimsel bilgi dışı, bilimsel düşünce dışı, yanlış ve tehlikeli 'yargılarına rağmen, "Hacivat Karagöz Neden Oldürüldü" adlı sinema filminde, kuramsal ve uygulamalı olarak kanıtlamış ve tanıtlamışlardır. Ezel Akay-Levent Kazak ikilisinin ve Ezel Akay teklisinin; senaryo yazımı ve sinema filmi yapımı içinde bu bilimsel bilgiyi ve bilimsel düşünceyi kuramsal ve uygulamalı olarak kanıtlaması ve tanıtlaması, tarih bilim, sanat tarihi bilim, tiyatro bilim, sinema bilim kapsamında dünya çapında bir ilktir.


https://www.youtube.com/watch?v=YngsDDrsyuI

FİLMİ TAM İZLE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder